Gazinonun dumanlı salonunu dolduran birbirinden şık giyimli hanımlar ve beyler gözlerini bir an bile başka yere çevirmeden sahneye çıkan şarkıcıları izlerlerdi. Sırf
Zeki Müren'i daha yakından görebilmek için gelenler çoğunluktaydı. Renk renk, bol payet, inci ve pul işlemelerle etrafa ışıltı saçan kıyafetleri içinde
Zeki Müren inanılmaz göz kamaştırırdı her zaman. Zeki Müren'in giydiği her elbisenin adı vardı ve en az elbisenin kendisi kadar isimleri de ilgi çekerdi.
"Göğsüne leylak takma dedim", "Günahkar yeşiller", "Barışalım", "Beklediğim gün",
"Erguvanların aşkları"... Gazinoyu dolduranlar bu güzel isimli elbiseleri de,
Zeki Müren'i de izlemekten asla bıkmıyorlardı. En önemlisi de Zeki Müren'in kadrosuna girebilmekti.
Zeki Müren'li Ajda Pekkan'lı kadroların çalıştığı gazinoların önlerinde kuyruklar oluşurdu. Şimdi bırakın kuyrukları artık gidilecek gazino bile kalmadı İstanbul'da.
Tüm kadınların heyecanla bekledikleri gün Çarşamba idi. Dolmalar sarılır, börekler yapılırdı. Tüm mahalle toplanır gazinoya gidilir, yemekler yenilir, göbekler atılırdı. Yani kısaca bir gazinoda eğlenme kültürü vardı. Tüm sanatçıların yeni showlarını sergilediği en önemli yerdi gazino sahneleri. Yaş itibariyle gazino günlerine yetişemeyenlerin en azından Türk filmlerinden dolayı bir fikirleri vardır.
Gazinoların yakınlarındaki duvarları süsleyen afişleri seyretmek bir yana, gazetelerde çıkan ilanlara bakmak bile ayrı bir keyifti. Şimdi bakınca bu büyük isimler nasıl aynı sahneyi paylaşmışlar diye düşünüyor insan. Hele İzmir Fuar kadrolarında öyle dev isimler var ki bugün bunları yan yana görmek bile hayal... Eminim ki bu satırları okuyanlar içlerinden
"Aahhh neydi o gazino günleri" demiştir. Hele bir de sayfayı süsleyen gazino ilanlarını inceledikçe daha çok iç çekmiştir. Artık gazinolar yok ama bu gazino ilanları bizlere yadigar kaldı.
Bülent Ersoy'lu kadroya mı, Emel Sayın'lı kadroya mı yoksa Behiye Aksoy'lu kadroya mı gitmek isterdiniz? Yoksa o günlere mi....
