![]() B İ R Z A M A N L A R
OGAE Türkiye Kulübü'nün kurucusu ve başkan yardımcısı
Ali Durgut, bir zamandır, Türkiye'nin bir zamanlar en önemli şarkı yarışması olarak kabul görmüş Eurovision maceramızı yazıyor. 1975, 1978, 1979 yazıları derken şimdi de en tantanalı yarışmamızın yapıldığı 1980 yılını yazdı. Sitemizi ziyaret edenlerin bu yazıları diğer yazarlarımızın yazıları kadar ilgi ile okuyorlar. Bunu ben değil sitenin istatistikleri söylüyor. Bu sefer de ben, 1980 Eurovison Türkiye Finalinin perde arkasını anlatacağım
sizlere. Ama konuya girmeden önce (hazır yazarlarımızdan bahsetmişken) yazarlarımızın hepsine buradan tekrar teşekkür etmek
istiyorum; Naim Dilmener, Bilal Dede, Hakan Tok, Sinan
Doyan ve Ali Durgut... İşte bu kadro hiçbir karşılık beklemeden,
Tufan Alper Akyüz ile kurduğumuz günden beri birzamanlar.net'i yazıları ile desteklemekteler. 3. yılımızı kutlamaya hazırlandığımız bu günlerde, hem ziyaretçi sayımız arttı, hem de artık en güvenilir müzik siteleri arasında sayılmaya başlandık. Başta sitenin her türlü teknik yükünü sırtlayan
Tufan Alper Akyüz olmak üzere tüm yazar arkadaşlarıma teşekkür ederim. Sizlere de sitemizi ziyaret edip Türk Popu'na sahip çıktığınız için teşekkür ederim... Bu teşekkür faslından sonra, hadi gelin hep beraber 1980 Eurovision Türkiye Finallerine bir uzanalım.
1979 yılının Kasım ayında başladı Eurovision macerası. TRT, bu yıl yarışma yapmayacağını, bir yorumcuyu görevlendirip bestecilere ısmarlama beste yaptıracağını açıkladı önce. Haliyle herkes sevdiği sanatçıyı görmek istiyordu finallerde. En çok
Nükhet Duru ve Ajda Pekkan'ın isimleri çıktı ön plana. TRT tercihini
Ajda Pekkan'dan yana kullandı ve görev Süperstar'ımıza verildi. Aralık aynın son haftası jüri toplandı ve beş
"Asil besteci" olarak seçilen Şerif Yüzbaşıoğlu, Turhan Yükseler,
Melih Kibar, Cenk Taşkan ve Atilla Özdemiroğlu'na beste siparişi verilmesine karar verildi. TRT yönetim kurulu
VOKAL GRUBU VE FİKRET ŞENEŞ SORUNU
Ajda Pekkan daha Eurovision'a seçilmeden "Benim gitmem uygun görülürse Modern Folk Üçlüsü ile birleşmem uygun
olur." demişti. Ancak görev verildikten sonra Modern Folk Üçlüsü'nü pek savunamadı çünkü karar hakkı bestecilerindi. Öyle ya Eurovision için yapılacak bestelerin vokal grubuna uygun düşmesi gerekmekteydi. Besteciler,
Ajda'nın gönlünde Modern Folk Üçlüsü'nün yattığını bildikleri halde
Modern Folk Üçlüsü'nün adından hiç bahsetmediler. Peki başka kim vokal yapabilir
Ajda'nın arkasında. İlk açıklama Turhan Yükseler'den geldi. Bestesini tamamlayan
Turhan Yükseler, şarkıcıya bu parçada destek olması için üç isim düşünüyordu:
Çetin Alp, İskender Doğan ve Ersan Erdura. Besteci bu üç erkek şarkıcıyı vokalist olarak değil de güçlü bir armoni elde edebilecek destekleyici ses olarak görüyordu.
Vokalistler kimler olacak diye tartışılırken "Eurovision bestelerine kim söz
yazacak ?" sorusu da çıktı ortaya. O güne kadar Ajda Pekkan'ın şarkılarının çoğuna imza atan
Fikret Şeneş, Ajda Eurovision'a seçildikten sonra dikkatleri üzerine toplamıştı.
Ajda, Fikret Şeneş üzerinde ısrarlı değildi fakat beş bestecin dördü
Fikret Şeneş'e başvurdu haliyle. Yalnızca Melih Kibar, Çiğdem
Talu'yla çalışmaya devam edeceğini açıklamıştı.
Ajda bestecilerle buluşup çalışmaları yakından takip ediyordu.
"Ajda bugüne dek yerli beste okumadı, bu nedenle yerli besteleri iyi
yorumlayamaz." gibi söylentilere ilk cevap Melih Kibar'dan geldi:
"Ajda bestemi piyano eşliğinde okudu, oldukça başarılı..."
BEŞ BESTEDEN, ÜÇ FİNALİST BESTE BELİRLENDİ
30 Kasım 1979'da seçilen beş besteci, 45 gün sonra besteleri teslim etmeye başladı. İçlerinden bir tek
Şerif Yüzbaşıoğlu teslim tarihinin sona ermesinden sonra bestesini teslim etti ama TRT problem çıkarmadı bu konuda. Beş bestecinin iki tanesi
Fikret Şeneş'e söz yazdırmıştı. Bunlar Turhan Yükseler'in
"Sevgi Nedir Nasıl Sevilir ?", Cenk Taşkan'ın "Bir Dünya Ver
Bana" besteleriydi. Melih Kibar, Çiğdem Talu ile
"Cennet", Atilla Ödemiroğlu, Şanar Yurdatapan'la
"Pet'r Oil", Şerif Yüzbaşıoğlu, Adnan Yumuk'la
"Olsam" bestelerini teslim ettiler. Ajda Pekkan, bestecilerin
Ajda Pekkan, Süheyl Denizci, Ergüder Yoldaş,
Gürer Aykal ve Zekai Apaydın 19 Ocak Cumartesi günü TRT Eleme jürisi olarak peşpeşe bestecilerin tek bir enstrüman eşliğinde gönderdikleri besteleri dinlemek için toplantılar yaptı. Hasta olan
Gürer Aykal İstanbul'daki toplantılara katılamadı ve özel hattan Ankara'da besteleri dinledi puanlama yöntemi ile görüşlerini bildirdi. (Merak edenler için,
Gürer Aykal'ın verdiği puanları da sıralayalım: "Olsam" 70,
"Pet'r Oil" 65, "Bir Dünya Ver Bana" 63 puan). Bu toplantı ve oylamalar sonucu, TRT'nin Eurovision sorumlusu
Bülent Özveren sonuçları açıkladı: "Olsam",
"Pet'r Oil", "Bir Dünya Ver Bana" finale kalan şarkılar olmuş,
"Cennet" ve "Sevgi Nedir, Nasıl Sevilir ?" elenmişti. Peki elenenler niye elendi finale kalanlar neden kaldı gelin tek tek inceleyelim.
YANLIŞLAR VE DOĞRULAR
Beş besteden üçünün finale bırakılmasına hiç gerek yoktu. Beş eserde finalde yarışabilirdi bunda hiçbir sakınca yoktu oysa sadece biraz fazla masraf edilecek,
Ajda Pekkan hazırlanmak için
Jürinin fikir birliği ederek açıkladığı sonuçtan sonra
Ajda'nın söylediği sözlere ne demeli. "Pet'r Oil'in sözleri değişmediği sürece okumayacağım.".
Ajda, şarkılar seçilirken jüri üyelerine şöyle demiş: "Batı'da bu tür sözlü şarkılar söylemek istemiyorum. Petrol, Mark, Frank gibi sözler bana uygun değil.
Bugün bir Barbara Streisand'e imkansız böyle şeyler söyletemezsiniz
!". Gerçi Ajda'nın verdiği bu örnek denizaltı ve uçak kadar ilgisizdi ancak
Ajda'nın unuttuğu bir şey vardı; Eurovision bir şarkı yarışmasıydı. Yani; melodi artı söz eşittir şarkı yarışmasıdır. Sözler değiştiği takdirde seçilen şarkı başkalaşmış olur.
Ajda'nın yanlış düşündüğünü en güzel o zamanın müzik dergisi GONG Dergisi yorumlamıştı;
"Kaldı ki bugün Avrupa'da anlayış değişmiştir. Bunu da Ajda gibi uluslararası tecrübeye sahip bir şarkıcının bilmesi gerekir. Artık
boşverli, pembe dünyalı şarkılar yerine, ya efsaneleri konu edinilen ya da sosyal içerikli olan geniş toplum kesimini ilgilendiren şarkıcılar ilgi görüyor."
AJDA EVE PİYANO ALIYOR
Ve bu tartışmalar sürerken üç şarkının büyük orkestraya göre düzenlenmesine başlanacak ardından
Ajda Pekkan kayıt stüdyosuna girip bunları seslendirecek ve hemen arkasında televizyon çekimleri başlayacak. Herkes heyecan içinde şarkıları bekliyordu çünkü daha halktan hiç kimse şarkıları duymamıştı. Şarkılar televizyondan yayınlanırken halk merağını giderirken sanatçıyı izleyecek 25 kişilik
"Büyük jüri" Türkiye'yi temsil edecek şarkıyı belirleyecek. İşte yarışmanın bundan sonraki akışı böyleydi.
Ajda Pekkan, yarışacağı şarkılar belirlendikten sonra gece gündüz Eurovision düşünmeye başladı. Bestecilerle devamlı olarak yapılacak düzenlemeler hakkında bilgi alıyordu. İki şarkının düzenlemesini
Onno Tunç diğerini de haliyle Atilla Özdemiroğlu hazırlıyordu. Daha besteler teslim edilmeden
Ajda'ya kim vokal yapacak dedikoduları bu sefer Mazhar-Fuat-Özkan üzerinde dönmeye başladı.
Ajda dedikodulardan uzak tüm hızıyla kendini Eurovision'a adapte etmişti. Öyle ki bestecilerle daha rahat çalışabilmek için evine piyano bile aldırmıştı.
ANARŞİ VE AJDA
İstanbul'da anarşinin büyük boyutlara kadar tırmanması nedeniyle evlerine hapis olan İstanbullular karlı ve soğuk mu soğuk bir gecede GALA Kulüp'te program yapan
Ajda'yı seyretmek için heyecan içinde salonu doldurmuşlardı. Ne anarşi ne de soğuk,
Ajda'nın salonu doldurmasına engel olamamış bir o kadar seyircide içeri giremediği için geri dönmüştü. Güçlü müzik eşliğinde sahneye çıktı ehhh ne de olsa Eurovision öncesinin ısınma hareketlerinin yerine geçiyordu bu program. Program sonunda alkışların çok hararetli olmaması karşısında
Ajda şaşırmaktan kendini alamamıştı ve bu durum karşısında elinde olmasa da sitem etmek zorunda kalmıştı. Seyircinin bu pasifliği aslında Eurovision şarkılarına programda yer vereceğini düşünmelerinden kaynaklanıyordu ama dinleyemeyince düş kırıklığına uğramışlardı. Aslında yarışma kurallarına göre sanatçının Hollanda'da söyleyeceği şarkıyı başka bir yerde söylemesi kesinlikle yasaktı.
Ajda kuralları çiğnememişti, çiğneyemezdi.
Bu arada düzenlemeler tamamlanmış ve Ajda, Stüdyo Hayri'de ilk olarak
Cenk Taşkan bestesini seslendirmişti. Başka düzenlemeciye gerek görmeyen
Atilla Özdemiroğlu, Stüdyo Hayri'de kayıtları tamamlanan ikinci besteci olmuştu. En son olarak
Şerif Yüzbaşıoğlu bestesi Onno Tunç düzenlemesi ile seslendirildi ve en uzun süre bu kayıt için harcandı.
"Olsam" kayıtları neredeyse bir hafta sürmüştü. Kayıtları biten bantlar bir günlük bir gecikme ile
Bülent Özveren'e teslim edilebildi en sonunda.
Artık Ajda'nın bu şarkıları seslendirmesine bir hafta kalmıştı televizyonlarda. Bunun içinde terzisine 3 ayrı elbise ısmarlamıştı. Her şarkıya 3 ayrı model. (Aslında burada anlatmayı unuttuğumuz bir konuda yarışma gecesi üç kez tarih değiştirdi. Final önce 9 Mart dendi sonra 17 Şubat'a alındı ve en son 24 Şubat olarak son kez değiştirilerek kesinleştirildi).
Bu sıralarda Hollanda'da ülkelerin sahneye çıkma sıraları Cenevre'de çekilen kura ile belirlenmişti.
Ajda sahneye Avusturya'nın arkasından ikinci olarak çıkacak hemen arkasından
HEYECAN BAŞLIYOR
Tarih 24 Şubat 1980 Pazar !.. İlginç bir rastlantı olarak müzik ve
futbol dünyası aynı gün büyük bir heyecan yaşıyor. Bir yandan ligin kaderini gerçek anlamda etkileyecek olan Galatasaray-Trabzonspor ve Rizespor-Fenerbahçe maçları diğer yandan Eurovision Türkiye Finali.
Gündüz futbol heyecanı ile devam ederken İstanbul Kuruçeşme Stüdyosu'nda
Bülent Özveren sorumluluğunda toplanan 22 kişilik büyük jüri siyah-beyaz monitörden finalist üç eseri dinleyerek bilgi sahibi oldular. Jüri şarkıları incelerken futbol heyecanı bitmişti çünkü Galatasaray Trabzonspor'u 1-0 yenmiş Fenerbahçe deplasmanda Rizespor'la 0-0 berabere kalmıştı. Tüm Türkiye ekranda başlayacak yarışmaya kitlenmişti artık.
"Mork ve Mindy" bitmişti (Robin Willams'ı bizlere tanıştıran diziydi bilmem hatırladınız mı? Hani uzaydan gelmişlerdi falan..). Arkasından
"Haberler" sonra "Saz Eserleri"' derken saatler 21.05'i gösteriyordu. Artık
Bülent Özveren ekrandaydı. O güzel üslubuyla "Bu yıl 19 Nisan'da
Hollanda'da yapılacak olan Eurovision Şarkı Yarışması'nın Türkiye Finali bu gece yapılacak." dedikten sonra o güne kadar yapılan çalışmalardan söz etti ve arkasından 22 kişilik jüriyi bizlere tanıttı. Bu konuşmaları sırasında Eurovision'un hakikaten güzel hostesi
Ay Tarhan jüriye oy pusulalarını dağıtıyordu. Bir yarışmada görev yapan hostesle ilk kez mi karşılaşıyorduk ne ?
Bülent Özveren oylamanın nasıl yapılacağını anlattı. Buna göre birinci oylamada 2/3 oranında çoğunluk aranacak. Yani 15 oy alan eser birinci olacak. Bu çoğunluk sağlanmadığı takdirde ikinci tur oylamaya geçilecekti. Bu turda salt çoğunluk aranacak 12 oy alan
Çekimleri bir gün önce yapılan üç şarkı sırayla televizyonlardan yayınlandı . Jüri oyları verdi ve oylar şu şekilde açıklandı:
"Pet'r Oil" 11 oy, "Olsam" 9 oy, "Bir Dünya Ver
Bana" 2 oy. 2/3 çoğunluk sağlanamadığı için Bülent Özveren jüri üyelerinden bir kez daha oy vermelerini istedi. Jüri ikinci kez oylamaya toplanırken televizyonda
Ajda Pekkan'ın arşivden alınan "Bambaşka Biri" şarkısı
çalınıyordu. İkinci tur oylama sonuçları açıklandı.
"Pet'r Oil" 12 oy, "Olsam" 10 oy, "Bir Dünya Ver
Bana"ya oy çıkmamıştı.
Ödül dağıtım töreni başladı önce üçüncü olan
"Bir Dünya Ver Bana" söz yazarı Fikret Şeneş, besteci
Cenk Taşkan, aranjörü Onno Tunç ve vokalisti Arto Tunç'a plaketleri verildi. İkinci olan
"Olsam"ın söz yazarı Adnan Yumuk, bestecisi Şerif Yüzbaşıoğlu,
aranjörü Onno Tunç da plaketlerini aldılar ve sıra birinci eserin yaratıcılarında.
TRT EKRANLARINDAKİ SKANDAL
"Pet'r Oil"ın yaratıcıları Ajda Pekkan ile birlikte söz yazarı
Şanar Yurdatapan, bestecisi Atilla Özdemiroğlu, vokalistler Aldoğan Şimşekyay,
Arto Tunç ve Nurdan-Aydan Güven kardeşler sette ödüllerini almak için yerlerini aldılar. TV Daire Başkanı
Erdinç Sağlam elinde plaket ile Şanar Yurdatapan'a aynen şunları söyledi:
"İlginç bir metniniz var. Hayırlı olmasını diliyorum."
Şanar Yurdatapan sözlerine "Mersi, çok mersi, sağolun." diyerek başladı. Ardından da söyle sürdürdü:
"Ben bu ödülün de Atilla'ya verilmesini dilerim. Her şeyden önce jüriye de sizlere de çok
Tahmin ettiğiniz gibi naklen yayın noktalandı ve Ankara Merkez stüdyolarına bağlanıldı.
"PET'R OIL" VE GÜLDEN KARABÖCEK (NE ALAKA DEMEYİN)
Evet hikayemiz burada bitti çünkü bundan sonrası da bir bu kadar yazı eder. Belki bundan sonrasını sitemizi takip eden sevgili
Şanar Yurdatapan kendi hikayeler. O anlatmazsa eğer sizler de merak ederseniz ben de devamını yazarım. Ama bundan sonrasında bana en komik gelen şeyle bitirelim yazıyı istiyorum.
Bu skandal konuşulduğu gibi sanatçılarımız ve halkımız şarkıyı beğenip beğenmediklerini açıklıyordu orada burada. Dedim ya ilerki yazıların birinde belki bunları da anlatırız. Ama en çok şarkıyı arabesk bulan
arabesk sanatçıların içinde Gülden Karaböcek'in açıklaması beni düşündürdü. Bakın ne demiş:
"İnanır mısınız, beste ısmarlama ve eleme jürisi 5 bestecinin adının tespit edip açıkladığında
merakla benim adım da geçecek mi diye beklemiştim. Ama benim bir "Dilek Taşı", bir
"Sürünüyorum" akıllarına bile gelmediği için unutulmuştuk. Fakat ummadıkları taş baş yardı, bizim yapacağımızı Atilla Özdemiroğlu yaptı. Finali ekranda nefesimi tutarak izledim.
"Pet'r Oil"e hemen kanım kaynadı."
|